8 Mayıs 2015 Cuma

HEMŞİRE- HASTA İLİŞKİSİ


HEMŞİRE- HASTA İLİŞKİSİ 


     Hasta - hemşire ilişkisi, bir yardıma gereksinimi olan ve diğeri bu yardımları verecek yetenekleri kazanmış olan kişi olma üzere en az iki kişi arasında bağlantılıdır. Hasta ile her gün bir arada bulunan hemşireler bireyin hastalığının gidişini, hastalığına karşı tutumunu, hastalığı ile ilgili endişelerini, hangi durumlarda yardıma, desteğe gereksinimleri olduğunu daha iyi anlayabilirler.
       Hastalığın yarattığı yeni duruma her hasta farklı davranış gösterir. Bazıları hastalık durumuna iyi bir uyum yaparak tedavisini kolaylaştırır. Verilen tedavi ve bakımda aktif bir rol oynar. İyi uyum yapamayan hastalar çeşitli tepkilerde bulunur. Bunlar direnç, aşırı isteklerde bulunma, inatçılık, huzursuzluk, saldırgan ve suçlayıcı olma gibi davranışlardır. Bu tür davranışlara yol açan en önemli neden güvensizliktir. Bu tepki tedaviyi daha da güçleştirir. İstekleri karşılanan hastanın yeni istekleri söz konusudur. Çünkü hasta korkmakta ve hemşirenin devamlı yanında bulunmasını istemektedir. Böyle hatalarda destekleyici bir yaklaşım, kısa süreli ziyaretler ve ayrılırken geleceğinin söylenmesi, sorunu çözmeye yardımcı olmaktadır.
      Hastayla konuşmamak, bakımını verirken sadece işleri ile ilgili olmak hastanın psikolojik gereksinimlerinin karşılanmamasına neden olur.
      Bireyin davranışlarının taşıdığı özellikleri hemşirenin önce algılaması, anlaması, altında yatan anlamları,nedenlerin ortaya çıkartılması söz konusudur. Bunu da hastayla kurduğu iletişim sayesinde anlayabilir ve bireyin bakım ihtiyaçları nelerse, onları ortaya koyabilir.
      İyi iletişim, başarılı bir hemşirelik bakımı için yaşamsal önemdedir. Örneğin; hasta kabulü, transferi ve taburcu edilmesi, ameliyat öncesi ve sonrası bakımı, hasta eğitimi ve tüm hemşirelik işlemlerinde önce hastanın hazırlanması gibi kimi hemşirelik görevlerine baktığımızda hemşire hastalarına net ve yanlış yorumlanamayacak biçimde uygun bir iletişimi başlatabilmeli, cesaretlendirebilmeli ve sürdürebilmelidir.
      Çıkış noktası hastanın ne zaman bilgiye, sosyal ilişkiye veya sadece konuşmaya gereksinimi olduğunu fark etmektir. İyi iletişim kolay değildir. Dinleme, soru sorma, cesaretlendirme ve içten olmayı içeren bir çok beceriyi gerektirir. Dinleme hastanın tüm ihtiyaçlarını anlamada ki ana kuraldır. 

      Hastanın hemşire anlayışı da ilişkilerde önem taşımaktadır. Hasta hemşireyi müşfik bir kişi olarak düşünür. Bazı hastaların dışından geçmiş travmatik yaşantılar, onları hemşireye karşı güvensizlik duymaya sevk eder. Bazıları ise tanıdıklarının başından geçmiş acı yaşantıları işitmiş ve hemşirelerle ilişkilerinin iyi olmayacağı kanısına varmışlardır. Hemşire, hastanın bu konuda ki yanlış düşüncesini düzeltmeye çalışmalıdır. Psikolojik etkenler hemşire – hasta ilişkisini olumsuz yönde etkileyebilir. Hemşire bunu anlayışla karşılamaya çalışmalıdır.
      Hastalarda endişe, sakat kalma, ölüm kokusu olabilir. Ekonomik problemler de hastanın endişelerini arttırabilir. Ve olumsuz davranışlar ortaya çıkararak bu durumlarda hemşire hedef olabilir. Burada hemşirenin hastaya anlayış göstermesi gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder